4 Aralık 2013 Çarşamba

Konuş, çalış, sat, nefes alma! - BirGün.net Halkın Gazetesi BirGün

Çağrı Merkezi Çalışanları Derneği, büyük firmalara hizmet veren CMC Çağrı Merkezi’nde çalışanların, haftanın 6 günü ‘konuş, algıla ve sat’ mantığıyla nefes aldırılmadan ve sağlıkları umursanmadan günde 11 saat çalıştırıldığını iddia etti


H. BURAK ÖZ

Çağrı merkezi çalışanları haftanın 6 günü, günde 11 saate varan, molasız ve baskı altındaki çalışma koşullarını düzenledikleri basın toplantısıyla protesto etti.
Çağrı Merkezi Çalışanları Derneği’nin dün DİSK Genel Merkezi’nde düzenlediği toplantıda, Malatya CMC Çağrı Merkezi’ndeki çalışma koşulları aktarıldı. Toplantıya, çağrı merkezi çalışanlarının durumuna dikkat çekmek için 14 günlük bir yürüyüş yapan, sonrasında CMC Çağrı Merkezi’ndeki işinden çıkarılan Ozan Ahmet Tütüncü de katıldı.


İHTİŞAM ALTINDA SÖMÜRÜ
Dernek yöneticisi Zeycan Elarslan, Erzurum, Malatya, Urfa’da; Akbank, Milenicom, Yapıkredi, Dijitürk, Samsung gibi büyük şirketlere yaklaşık bin 700 çalışanla hizmet veren CMC şirketinin ihtaşamının altında koskoca bir sömürünün yattığını öne sürdü.
CMC’deki çalışma koşulları hakkında bilgi veren Elarslan, “Çalışanlar günde 11 saat haftada 6 gün çalıştırılıyor. Bu kadar uzun çalışma saatleri içerisinde yeterli mola saatleri olmayan işçiler hastalandıklarında ve işe gelmediklerinde aldıkları rapor üzerinden bile baskıya maruz kalıyorlar. Özellikle satış ekiplerinde çalışan işçileri satış hedeflerini  tutturmak ve daha fazla satış yaptırmak uğruna sürekli çağrı almaya ve daha fazla konuşmaya zorlayan CMC, ‘konuş, algıla ve sat’ mantığıyla nefes almadan çalıştırdığı işçilerin sağlığını dahi umursamıyor” dedi.

BIÇAK KEMİĞE DAYANDI
Elarslan ayrıca, kıdem hakkının gaspı amacıyla CMC işçilerinin mobbing uygulanarak istifaya zorlandıkları iddiasını paylaştı. Elarslan kölelik bürolarıyla çalışanların istihdam edilmesi gibi uygulamaların da çağrı merkezi sektöründe yoğun olduğuna dikkat çekti.
Elarslan, çağrı merkezindeki çalışanların durumunun, artık bıçağın kemiğe dayanma noktasına geldiğini, Ozan Ahmet Tütüncü’nün  Malatya’dan Ankara’ya 14 gün süren yürüyüşünün de bunu gösterdiğini ifade etti.


MESAİ 13 SAATİ BULUYOR
Elarslan’ın ardından konuşan ve gazetecilerin sorularını yanıtlayan Tütüncü, CMC Çağrı Merkezi’nde çalışma saatlerinin bazı günler 13 saati bulduğunu, karşılığında da asgari ücret düzeyinde ücret alındığını iddia etti. Tütüncü, şirketin bunları inkâr edemeyeceğini, yüzlerce şahit bulabileceğini dile getirdi. Bir buçuk yıldır çalıştığı CMC’de ilk defa yıllık iznini alarak, asgari ücretin düşüklüğünü ve mezarda emekliliği protesto etmek için Malatya’dan Ankara’ya yürümeye başladığını belirten Tütüncü, yürüyüş sırasında CMC Çağrı Merkezi yöneticileri dahil hiç tahmin etmediği yerlerden destek telefonları aldığını söyledi. Tütüncü, yürüyüşün sonunda Ankara’da Çalışma Bakanlığı yetkililerinden ise hiçbir tatmin edici yanıt alamadığını belirtti.
Tütüncü 24 Eylül’de Malatya’ya döndükten sonra ise, mesaisine başlamak için işe gittiğinde şirketin kapısından dahi alınmadığını, dolabındaki eşyaları almasına bile izin verilmediğini iddia etti.


http://birgun.net/haber/konus-calis-sat-nefes-alma-6395.html

18 Kasım 2013 Pazartesi

Çağrı merkezleri sektörü şikayetçi

Çağrı Merkezleri Derneği (ÇMD) Yönetim Kurulu Başkanı Metin Tarakçı'ya ait makale ile ilgili düşüncelerim


Habere aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:

Sayın Metin Tarakçı’nın atladığı noktalar var,

Bir işin tehlikeli olarak Çsgb veya her hangi bir kurum tarafından kabul edilebilmesi için yaralanma ve kazaların üretim süreçlerinden kaynaklı olma zorunluluğu yoktur.

Hizmet sektöründe de istenmeyen rahatsızlıklar çalışanda işin doğasından dolayı masa başında bulunsa bile ortaya çıkabilir. Rahatsızlıkları bedensel ve psikolojik olarak ikiye ayırabiliriz.

Uzun süre masa başında çalışan müşteri temsilcilerinin bedenlerinde kas, iskelet, görme, konuşma, işitme sorunlarından birinin veya daha fazlasının oluştuğunu gözlemliyebilirsiniz. Sırt, bel, el, bilek, omuz ağrısı şikayetlerini sıkça sizde ofisinizde görebilirsiniz. Göz kuruluğu ve buna bağlı baş ağrıları da cabası. Konuşma kaynaklı çalışanlar ses kısıklığı, öksürme, nefes almada zorluk yaşayabilir. Sürekli kulaklık ile durmanın işitme üzerindeki olumsuz etkisini sağır sultan bile duymuştur.

Yazıda işin icrasında kullanılan ürünlerin, üreticisinden temin edilen sağlık ölçüm sonuçlarını ilgili birimlere ilettiğinizi belirtmişsiniz. Hangi firma kendi ürününün sağlıksız olduğunu açıkça belirtir sizce?

Ayrıca kısa molalardan dolayı çalışanlar yemek ihtiyaçlarını sağlıksız fast food gıdalardan yana tercih etmekte, bu da toplumda bağışıklık sistemi zayıflamış veya obeziteye yatkın bireylerin yetişmesine neden olmaktadır.

Psikolojik sorunlar ise çalışanlarda hemen ortaya çıkmayan hasarlar bırakmaktadır. Gelen ve cevaplanması gereken çağrı miktarı gibi gerçek dışı hedefler, müşterilerin hakaretlerde bulunması çalışanda stres oluşmasına sebebiyet vermektedir. Hem stres hem mesai düzeninden, vardiya değişikliğinden kaynaklı uyku sorunları yaşayan personeliniz mutlaka mevcuttur. İleride çalışanların anksiyete (kaygı) gibi psikolojik sorunlara sahip ya da alkol/tütün kullanımına yönelebilecek bireyler olmaması için sektörde herkes çaba göstermeli ve bakanlığın tebliğin yerine getirilmesini çalışanlar adına rica ederim.

Yazdıklarımın tümüne katılmayabilirsiniz ama bir işyerinde (işin ne olduğu mühim değil) çalışanın kayıp düşmeyeceğini, elektrik kaçağından çarpılmayacağını, yangın çıkarsa dumandan veya ateşten etkilenmeyeceğini, bir sayfa kağıttan dahi elini kesmeyeceğini bir yönetici olarak nasıl garanti altına alabilirsiniz? Bu tebliğin yazılmasında esas can ve mal kaybının önüne geçilmesi olduğunu hatırlatmak isterim.